adânc

« Back to Glossary Index

Romanian (Rumence) “adânc” Türkçe anlamı – English Meaning,

adânc (Rumence)
Anlam ve Kullanım / Meaning and Usage
Română: “derin; yoğun, şiddetli; derinlemesine”
English: “deep; profound, intense; deeply”

Kelime Türü / Part of Speech:
Sıfat (Adjective) / Zarf (Adverb) / Adjective (Adverb)
Eril ve dişil halleri aynıdır, nötr hali “adânc” veya “adâncă” şeklindedir.


TEMEL TANIMLAR VE ANLAMLAR / KEY DEFINITIONS AND MEANINGS

Adânc” hem fiziksel hem de mecazi anlamda derinlik ifade eden çok yönlü bir kelimedir.

  1. FİZİKSEL DERİNLİK (PHYSICAL DEPTH – Sıfat):
    Bir yüzeyden tabana veya içeriye doğru olan büyük mesafe.
    Exemplu / Örnek:
    “Lacul este foarte adânc în centru.”
    → “Göl merkezde çok derin.”
    → “The lake is very deep in the center.”

  2. MECAZİ / SOYUT DERİNLİK (FIGURATIVE DEPTH – Sıfat):
    Yoğun duygu, karmaşık düşünce veya büyük şiddet ifade etmek için kullanılır.
    Exemplu / Örnek:
    “A avut un adânc respect pentru el.”
    → “Ona karşı derin bir saygısı vardı.”
    → “He had a deep respect for him.”
    “E o carte cu un adânc înțeles filosofic.”
    → “Bu, derin bir felsefi anlamı olan bir kitap.”
    → “It’s a book with a deep philosophical meaning.”

  3. ZARF OLARAK (As an Adverb):
    “Derinlemesine”, “iyice” veya “dibine kadar” anlamlarında bir eylemin nasıl yapıldığını belirtir.
    Exemplu / Örnek:
    “A respirat adânc înainte de a vorbi.”
    → “Konuşmadan önce derin bir nefes aldı.” (derin derin nefes aldı)
    → “He breathed deeply before speaking.”


KÖKEN BİLGİSİ / ETYMOLOGY

Rumence “adânc” kelimesi, Latince “abditus” (gizli, saklı, derin) kelimesinden gelir. Latince kök, “ab-“ (uzakta) ve “dere” (koymak, yerleştirmek) fiilinin geçmiş zaman ortacı “ditus” birleşiminden oluşur. Dolayısıyla, kelimenin kökenindeki anlam “uzaklara, dibe doğru koyulmuş, gizli” olup fiziksel ve soyut derinlik fikrini taşır.

Akraba olduğu diğer kelimeler:

  • a adânci → derinleştirmek, kazmak (fiil)

  • adâncime → derinlik (isim)

  • adâncitură → çukur, oyuk (isim)


DİL BİLGİSİ NOTU / GRAMMAR NOTE

Adânc” bir sıfat ve zarf olarak kullanılır. Sıfat olarak cinsiyete ve sayıya göre çekimlenir.

Çekimi:

  • Eril Tekil: un lac adânc (derin bir göl)

  • Dişil Tekil: o apă adâncă (derin bir su)

  • Nötr Tekil: un vis adânc (derin bir rüya) / o gândire adâncă (derin bir düşünce)

  • Eril Çoğul: niște lacuri adânci (bazı derin göller)

  • Dişil Çoğul: niște ape adânci (bazı derin sular)

Mukayese (Comparativ):


EŞ ANLAMLILAR & YAKIN ANLAMLILAR / SYNONYMS & RELATED WORDS

  • profund → derin, engin (genellikle mecazi anlamda) (profound)

  • intens → yoğun, şiddetli (intense)

  • înăuntru → iç, içeri (içeri doğru derinlik belirtir)

  • serios → ciddi (düşünce için) (serious)

  • complex → karmaşık (complex)


ZIT ANLAMLILAR / ANTONYMS

  • suprafaţă → yüzeysel (superficial)

  • plat → sığ, düz (shallow, flat)

  • puțin adânc → derin olmayan

  • superficial → yüzeysel (hem fiziksel hem mecazi)

  • pueril → çocuksu, basit (puerile)


ÖNEMLİ İFADELER VE KALIPLAR / IMPORTANT PHRASES & COLLOCATIONS

  • foarte adânc → çok derin (very deep)

  • adânc în pământ → yerin derinliklerinde (deep in the ground)

  • adânc în inima → kalbin derinliklerinde (deep in the heart)

  • adânc încordat → derinden gergin (deeply tense)

  • adânc îngropat → derine gömülmüş (deeply buried)

  • a dormi adânc → derin uyumak (to sleep deeply)

  • a se uita adânc în ochi → derinlemesine, gözlerinin içine bakmak (to look deep into the eyes)

  • gânduri adânci → derin düşünceler (deep thoughts)

  • respirație adâncă → derin nefes (deep breath)


ÖRNEK CÜMLELER / EXAMPLE SENTENCES

  1. “Scufundătorii au explorat peștera adâncă.”
    → “Dalışçılar derin mağarayı keşfetti.”
    → “The divers explored the deep cave.”

  2. “Simt o durere adâncă în suflet.”
    → “Ruhumun derinliklerinde bir acı hissediyorum.”
    → “I feel a deep pain in my soul.”

  3. “Citește mereu cărți adânci despre filozofie.”
    → “Her zaman felsefe hakkında derin kitaplar okur.”
    → “He always reads deep books about philosophy.”

  4. Adânc în pădure, există o cabană misterioasă.”
    → “Ormanın derinliklerinde gizemli bir kulübe var.”
    → “Deep in the forest, there is a mysterious cabin.”

  5. “Trebuie respiri adânc și te calmezi.”
    → “Derin nefes almalı ve sakinleşmelisin.”
    → “You need to breathe deeply and calm down.”

« Back to Glossary Index