poveste

« Back to Glossary Index

Romanian (Rumence) “poveste” Türkçe anlamı – English Meaning,

poveste (Rumence)
Anlam ve Kullanım / Meaning and Usage
Türkçe: “hikâye, öykü; masal; olay, durum; bahane, mazeret”
English: “story, tale; fairy tale; matter, situation; excuse, pretext”

Kelime Türü / Part of Speech:
İsim (Noun) / Noun
Dişil (Feminine) bir isimdir: o poveste (bir hikâye)


TEMEL TANIMLAR VE ANLAMLAR / KEY DEFINITIONS AND MEANINGS

Poveste”, gerçek veya hayali olayların anlatımından, günlük durumlara ve bahanelere kadar geniş bir anlam yelpazesine sahiptir. Kullanıldığı bağlama ve tonlamaya göre anlamı önemli ölçüde değişir.

1. HİKÂYE, ÖYKÜ (STORY, TALE):
Gerçek veya kurgusal olayların, genellikle bir düzen içinde anlatıldığı sözlü veya yazılı anlatı.
Exemplu / Örnek:
“Bunicul ne spunea povești frumoase despre copilăria lui.”
→ “Büyükbaba bize çocukluğu hakkında güzel hikâyeler anlatırdı.”
→ “Grandfather used to tell us beautiful stories about his childhood.”
“Am citit o poveste captivantă.”
→ “Büyüleyici bir hikâye okudum.”
→ “I read a captivating story.”

2. MASAL, PERİ MASALI (FAIRY TALE):
Genellikle olağanüstü öğeler ve karakterler içeren, geleneksel halk hikâyesi.
Exemplu / Örnek:
“Copiii adoră poveștile cu zâne și dragoni.”
→ “Çocuklar peri ve ejderha masallarını sever.”
→ “Children love fairy tales with fairies and dragons.”

3. OLAY, DURUM, MESELE (MATTER, SITUATION, AFFAIR):
Belirli bir kişi veya şeyle ilgili durum veya koşullar bütünü.
Exemplu / Örnek:
Care-i povestea cu mașina ta? De ce nu merge?”
→ “Senin arabanın olayı ne? Neden çalışmıyor?”
→ “What’s the story with your car? Why isn’t it working?”
“Asta e o poveste lungă.”
→ “Bu uzun bir mesele (anlatması uzun sürer).”
→ “That’s a long story.”

4. BAHANE, MAZERET (EXCUSE, PRETEXT):
Gerçek niyeti veya durumu gizlemek için uydurulan gerekçe.
Exemplu / Örnek:
Nu-mi spune povești! Ştiu adevărul.”
→ “Bana bahaneler anlatma! Gerçeği biliyorum.”
→ “Don’t tell me stories! I know the truth.”
“A venit cu o poveste ca justifice întârzierea.”
→ “Gecikmeyi haklı çıkarmak için bir bahane ile geldi.”
→ “He came up with a story to justify the delay.”


KÖKEN BİLGİSİ / ETYMOLOGY

Rumence “poveste” kelimesi, Eski Kilise Slavcası “povĭstĭ” kelimesinden gelir. Bu kelime, Slav kökü “věstĭ” (haber, bilgi) ve önek “po-“ (hakkında, üzerine) ile oluşturulmuştur. Dolayısıyla, kelimenin kökenindeki anlam “bir şey hakkında haber” veya “anlatı”dır.

Aynı Slav kökünden birçok Slav dilinde benzer kelimeler türemiştir:

  • Rusça: повесть (povest’)

  • Sırpça: повест (povest)

  • Bulgarca: повест (povest)


DİL BİLGİSİ NOTU / GRAMMAR NOTE

Poveste” dişil (feminine) bir isimdir ve belirli artikeli “-a” ekini alır. Çoğul hali düzenlidir.

Çekim (Dişil, Belirsiz Artikelli):

  • Nominativ-Acusativ: o poveste (bir hikâye)

  • Genitiv-Dativ: unei povești (bir hikâyenin, bir hikâyeye)

Çekim (Dişil, Belirli Artikelli):

  • Nominativ-Acusativ: povestea (hikâye)

  • Genitiv-Dativ: poveștii (hikâyenin, hikâyeye)

Çoğul Hali:

  • Nominativ-Acusativ: povești (hikâyeler)

  • Genitiv-Dativ: poveștilor (hikâyelerin, hikâyelere)


EŞ ANLAMLILAR & YAKIN ANLAMLILAR / SYNONYMS & RELATED WORDS

Hikâye anlamında:

  • istorisire → anlatı, hikâye (narration)

  • narațiune → anlatı (narrative)

  • ânțârc → hikâye, masal (bölgesel ve arkaik)

Masal anlamında:

  • basm → masal (fairy tale – “poveste”den daha spesifik)

  • legendă → efsane (legend)

Bahane anlamında:

  • scuză → mazeret, bahane (excuse)

  • pretext → bahane (pretext)

Olay anlamında:

  • afacere → iş, mesele (affair, matter)

  • chestiune → mesele (matter)

  • situație → durum (situation)


ZIT ANLAMLILAR / ANTONYMS

  • adevăr → gerçek (truth – bahanenin zıttı)

  • realitate → gerçeklik (reality – kurgunun zıttı)

  • fapt → olgu, gerçek (fact)

  • tăcere → sessizlik (silence – anlatının zıttı)


ÖNEMLİ İFADELER VE KALIPLAR / IMPORTANT PHRASES & COLLOCATIONS

  • poveste de dragoste → aşk hikâyesi (love story)

  • poveste de viață → hayat hikâyesi (life story)

  • poveste lungă → uzun hikâye (uzun anlatı gerektiren durum)

  • a spune o poveste → bir hikâye anlatmak (to tell a story)

  • a inventa o poveste → bir hikâye uydurmak (to make up a story)

  • a asculta o poveste → bir hikâye dinlemek (to listen to a story)

  • Povestea se repetă. → Tarih tekerrür ediyor. (The story repeats itself.)

  • Începutul poveștii → Hikâyenin başlangıcı (The beginning of the story)

  • Sfârșitul poveștii → Hikâyenin sonu (The end of the story)


ÖRNEK CÜMLELER / EXAMPLE SENTENCES

  1. “Aștept cu nerăbdare -i aud povestea despre călătorie.”
    → “Ondan yolculuk hikâyesini duymak için sabırsızlanıyorum.”
    → “I can’t wait to hear his story about the trip.”

  2. “Aceasta este o poveste veche, spusă de multe ori.”
    → “Bu, çok kez anlatılmış eski bir hikâyedir.”
    → “This is an old story, told many times.”

  3. Care-i povestea? De ce ești supărat?”
    → “Olay ne? Neden kızgınsın?”
    → “What’s the story? Why are you angry?”

  4. Nu mai crez poveștile tale!”
    → “Artık senin bahanelerine inanmıyorum!”
    → “I don’t believe your stories anymore!”

  5. “Povestea de seară este un ritual în familia noastră.”
    → “Yatmadan önce hikâye okumak ailemizde bir ritüeldir.”
    → “The bedtime story is a ritual in our family.”

« Back to Glossary Index