adevăr
Romanian (Rumence) “adevăr” Türkçe anlamı – English Meaning,
adevăr (Rumence)
Anlam ve Kullanım / Meaning and Usage
Türkçe: “gerçek, hakikat, doğru”
English: “truth; true, real, correct”
Kelime Türü / Part of Speech:
İsim (Noun – Nötr Cins) / Noun (Neuter Gender). Aynı zamanda ünlem ve zarf olarak da kullanılır.
TEMEL TANIMLAR VE ANLAMLAR / KEY DEFINITIONS AND MEANINGS
“Adevăr” kelimesi, gerçeklikle uyumlu olan, olgulara ve gerçeğe dayanan şeyi ifade eder.
-
GERÇEK, HAKİKAT (İsim):
Gerçekte var olan veya olmuş olan şey; gerçeklik.“a spune adevărul”
→ “gerçeği söylemek”
→ “to tell the truth” -
DOĞRU, GERÇEK (Ünlem/Zarf):
Onaylama, katılma veya bir ifadenin doğruluğunu teyit etme ifadesi.“— Ești obosit? — Adevăr!”
→ “— Yorgun musun? — Doğru!/Evet!”
→ “— Are you tired? — True!” -
DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK:
Yalan söylememe, dürüst olma erdemi.“a iubi adevărul”
→ “gerçeği/doğruluğu sevmek”
→ “to love the truth”
KULLANIM FARKLILIKLARI / USAGE NUANCES
-
“Adevăr” vs. “Realitate”: “Realitate” (gerçeklik), var olan her şeyin tamamını ifade eden daha geniş ve nesnel bir kavramdır. “Adevăr” ise daha çok bir ifadenin, inancın veya iddianın “realitate” ile uyumlu olma durumudur.
-
“Adevăr” (ünlem) vs. “Da”: “Da” basit bir evet’tir. “Adevăr!” ünlemi ise karşınızdakinin söylediği şeye güçlü bir şekilde katıldığınızı, onun haklı veya doğru olduğunu vurgulamak için kullanılır.
-
“Adevăr absolut” vs. “Adevăr relativ”: Felsefi bağlamda “mutlak gerçek” ile “göreli gerçek” arasındaki ayrımı ifade eder.
EŞ ANLAMLILAR & YAKIN ANLAMLILAR / SYNONYMS & RELATED WORDS
realitate → gerçeklik (reality)
certitudine → kesinlik (certainty)
exactitate → kesinlik, doğruluk (exactness)
corectitudine → doğruluk (correctness)
cinste → dürüstlük (honesty)
veridicitate → doğruluk, gerçeklik (veracity)
ZIT ANLAMLILAR / ANTONYMS
minciună → yalan (lie)
fals → yanlış, sahte (false)
iluzie → yanılsama (illusion)
invenție → uydurma (invention, fabrication)
aparență → görünüş, aldatıcı dış görünüş (appearance)
decepție → aldanma, yanılgı (deception)
ÖNEMLİ İFADELER VE KALIPLAR / IMPORTANT PHRASES & COLLOCATIONS
adevărul absolut → mutlak gerçek (absolute truth)
a spune adevărul → gerçeği söylemek (to tell the truth)
a afla adevărul → gerçeği öğrenmek (to find out the truth)
a ascunde adevărul → gerçeği gizlemek (to hide the truth)
de fapt → aslında, esasında (in fact, actually)
pe bune → cidden, gerçekten (slang for “for real”)
să fiu sincer → dürüst olmak gerekirse (to be honest)
în realitate → gerçekte (in reality)
după adevăr → gerçeğe göre (according to the truth)
momentul adevărului → gerçeklik anı, sınav anı (the moment of truth)
KÖKEN BİLGİSİ / ETYMOLOGY
“Adevăr” kelimesi, Latince “ad vērum” ifadesinden evrilmiştir. Bu ifade “gerçeğe doğru” veya “gerçeğe uygun olan” anlamına gelir. “Ad” ( -e, -a doğru) edatı ve “vērum” (gerçek, hakikat) kelimesinin birleşiminden oluşur. “Vērum” ise “doğru, gerçek” anlamındaki “vērus” kelimesinin nötr halidir. Bu kök, İtalyanca “vero”, Fransızca “vrai” ve İspanyolca “verdad” kelimeleriyle de akrabadır.
ÇEKİM / INFLECTION (Sayıya Göre)
“Adevăr” nötr bir isim olduğu için, belirli artikeli “adevărul” şeklindedir. Çoğul hali düzensizdir.
Sayı | Form | Örnek Cümle (Türkçe) | Örnek Cümle (Rumence) |
---|---|---|---|
Tekil | un adevăr | acı bir gerçek | un adevăr dur |
Çoğul | adevăruri | basit gerçekler | adevăruri simple |
Belirli Artikelli (Tekil) | adevărul | gerçek acıtır | Adevărul doare |
Belirli Artikelli (Çoğul) | adevărurile | gerçekler ortaya çıktı | Adevărurile au ieșit la iveală |
ÖRNEK CÜMLELER / EXAMPLE SENTENCES
“Spune-mi întregul adevăr!”
→ “Bana bütün gerçeği söyle!”
→ “Tell me the whole truth!”
“În adevăr, ai perfectă dreptate.”
→ “Gerçekten de, tamamen haklısın.”
→ “Indeed, you are absolutely right.”
“Adevărul este uneori dur de acceptat.”
→ “Gerçek kabul etmesi bazen zordur.”
→ “The truth is sometimes hard to accept.”
“— A plouat toată ziua. — Adevăr!”
→ “— Bütün gün yağmur yağdı. — Doğru!/Aynen!”
→ “— It rained all day. — True!”
“Lupta pentru adevăr a fost una lungă.”
→ “Gerçek için verilen mücadele uzun bir mücadeleydi.”
→ “The fight for the truth was a long one.”