atunci
Anlamı:
-
o zaman
-
öyleyse
English Meaning: -
then
-
in that case
Kelime Türü / Part of Speech:
Zarf / Adverb
Bağlaç / Conjunction
Seviyesi / Level: A2 (Temel-Orta seviye / Basic-Intermediate)
AÇIKLAMA / EXPLANATION
“Atunci”, zaman belirtmek veya mantıksal sonuç çıkarmak için kullanılan çok işlevli bir kelimedir. Hem geçmiş zaman ifadelerinde hem de koşul cümlelerinde yaygın olarak kullanılır.
“Atunci” is a versatile word used to indicate time or draw logical conclusions. It’s commonly used in both past tense expressions and conditional sentences.
TEMEL KULLANIMLAR / KEY USAGES
1. Zaman Belirtme (Time Reference – “Then”)
-
“Atunci locuiam în București.”
(“O zaman Bükreş’te yaşıyordum.” / “I was living in Bucharest then.”) -
“Ce făceai atunci?”
(“O zaman ne yapıyordun?” / “What were you doing then?”)
2. Mantıksal Sonuç (Logical Consequence – “In That Case”)
-
“Dacă pleci, atunci și eu plec.”
(“Eğer gidersen, o zaman ben de giderim.” / “If you leave, then I’ll leave too.”) -
“Nu ai bani? Atunci nu mergem.”
(“Paran yok mu? Öyleyse gitmiyoruz.” / “You have no money? Then we’re not going.”)
GRAMER BİLGİSİ / GRAMMAR NOTES
-
“Atunci” genellikle cümlenin başında veya fiilden önce gelir
Önemli İfadeler:
-
de atunci → o zamandan beri (since then)
TELAFFUZ / PRONUNCIATION
“atunci” → /a’tun.tʃi/
-
“a” → “a” (açık a sesi)
-
“tun” → “tun” (Türkçe “tun” gibi)
-
“ci” → “çi” (İtalyanca “ci” gibi)
DİKKAT / WARNING
-
Soru cümlelerinde “atunci” genellikle sonda kullanılır:
Not: Zaman ve mantık bağlantılarında en sık kullanılan 50 kelimeden biridir.
Note: One of the top 50 most used words in time and logic connections.
Ek Bilgi:
-
atunciși → o zaman da (then also) [şiirsel]
-
atunceva → o sıralar (around that time) [arkaik]
Örnek Cümle (Zaman):
“Atunci nu știam adevărul.”
(“O zaman gerçeği bilmiyordum.” / “I didn’t know the truth then.”)
Örnek Cümle (Mantık):
“Nu vrei să mergi? Atunci stai acasă.”
(“Gitmek istemiyor musun? Öyleyse evde kal.” / “You don’t want to go? Then stay home.”)
Örnek Cümle (Bağlaç):
“Atunci când plouă, stau în casă.”
(“Yağmur yağdığı zaman evde kalırım.” / “When it rains, I stay at home.”)


